Create a Myspace LED Scroller


 
Fenerbahce Taraftar Sitesi
Fenerbahce Taraftar Sitesi  
  Ana Sayfa
  Haber
  Transfer Soylenimleri
  Tarihce
  Yönetim ve eski Baskanlar
  Teknik Yönetim ve eski Antrenörler
  Anket
  Sükrü Saracoglu Stadi ve Tesisler
  Atatürk
  Fikstür
  Kadro
  Fenerbahce Dergisi
  Fenerbahce Müzesi
  Resimler
  Unutulmaz Futbolcular
  Belirtke
  Taraftar Gruplarimiz
  Kupalar
  Arthur Zico
  3 Dünyaca Ünlu Oyuncumuz
  Selcuk Yula
Umarim Sitemizi Iyi Bulmussunuzdur!!!
Haber

                                            Haber


2007’nin en iyi takımı Sevilla

 

Fenerbahçe’nİn Şampiyonlar Ligi’ndeki rakibi Sevilla bu sezonunda en iyi takımı olmayı başardı. La Liga’da liderliğe oynayan ekibin başkanı Jose Maria Del Nido “UEFA’da son iki yılda gösterdiğimiz başarıyı bu sezonda gösterdiğimize inanıyorum. Teknik direktör Juande Ramos’un gidişinden sonra çökeceğimizi düşünüyorlardı. Bizi kimse durduramaz” dedi.


Kezman: Bu senenin en iyi transferiyim

'Sağlığımızdan, ailemizden fedakarlık ettik; Yalnız kaldık, yılmadık. İçimdeki Fenerbahçe tutkusu, bana bitmez tükenmez bir enerji veriyor.'
2.2.2008

Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Başkanlığı’nda 1998’den bu yana yaşadıklarını anlattı

Başkan Aziz Yıldırım’dan 10. yıl değerlendirmesi. 15 Şubat 1998’de Fenerbahçe Başkanı seçilen Yıldırım, kulübün resmi yayın organı Fenerbahçe Dergisi’nin son sayısına yazdığı başyazıda, bu 10 yıllık sürede yaşadıklarını anlattı. Seçildiği günün heyecanını hâlâ yüreğinde taşıdığını vurgulayan Yıldırım, şunları dile getirdi: “Her anımı Fenerbahçemiz’e hizmet arzusu ve çabasıyla yaşıyorum. Başkan olurken tek hayalim vardı; Fenerbahçe’yi kendi yarattığı kaynaklarla öncelikle kurumsal bir yapıya kavuşturmak. Ardından ulusal ve uluslararası sportif başarılara ulaşmak, bunu sürekli kılmak. Bu hayalin gerçekleşmesi için Yönetim Kurulu üyelerimiz, profesyonel yöneticilerimiz, sporcularımız, kongre üyelerimiz ve eşsiz taraftarımızla zorlu ve uzun bir mücadeleyi birlikte sürdürerek, bugünlere geldik. Bu mücadelede sağlığımızdan, ailemizden, sosyal çevremizle olan ilişkilerimizden, işimizden kısaca her şeyden fedakarlık ettik. Sadece Fenerbahçe’nin menfatlerinden fedakarlık etmedik. 

Üzüntüleri kalbimize gömdük
Kâh güldük, kâh üzüldük. Günü geldi yalnız kaldık ama yılmadık. Davamız Fenerbahçe davası olunca, her türlü önceliğimizi öteledik, üzüntülerimizi kalbimize gömdük. Duruşumuz ilk günden beri hiç değişmedi... Şirketleşme ve halka açılma, stat projemiz, Fenerium projesi, Fenerbahçe Kart, sponsorluk çalışmaları, FBTV, altyapı ve tesis hamleleri gibi ilk anda akla gelen projeler, kulübümüzün bugün geldiği noktada, rakipleriyle oluşan farklılığın temel sebepleridir. Bu yapısal değişimin, yönetim istikrarıyla da birleşmiş olması, kulübümüzün büyümesini sürekli hale getirmiş ve kimsenin hayal edemediği Dünya Kulübü olma ideali bugün artık ulaşılması yakın bir hedef haline gelmiştir.

Fırtınalar kopmuş olsa da...
Sancılarla geçen bu değişim sürecinde, içimde anlatamadığım, kimseyle paylaşamadığım fırtınalar kopmuş olsa da, yılmadan, bıkmadan, usanmadan doğru bildiğim yolda yürüdüm. Gelecek için büyük umutlarım var. Kulübümüzün önünün açık ve sürekli başarıların yakın olduğunu görüyorum. Sürekli gelişmenin, taraftarlarımızı heyecanlandırdığını ve aktif olarak kulübe destek olan taraftar sayısının çığ gibi büyüdüğünü görüyorum. Bu gerçekler, bana ve çalışma arkadaşlarıma cesaret veriyor. Birlikte büyük başarılar elde edeceğimizi görüyor ve başarılarla dolu tarihimize yeni başarılar eklemenin gurur ve kıvancını taşıyorum.

Sivil toplum kuruluşuyuz
Mücadeleyle geçen yılların ardından, bu mücadelenin sadece kulübümüzün menfatleri için yapılmamış olduğunu tüm spor kamuoyunun kabul etmiş olması da beni mutlu ediyor. Kulübümüz, ülkemizin ortak meselelerine çözüm üreten, önerilen çözüm noktalarına taraf olan, toplumsal sorumluluk sahibi ve buna ilişkin projeler üreten bir sivil toplum kuruluşu olmuştur. Toplumsal olaylar karşısındaki net ve kesin tavrımız, bizi Türkiye’nin kulübü olma yolunda desteklemektedir.

Son sözüm Fenerbahçe olur
İçimde yanan Fenerbahçe tutkusu, kulübümüzün son 10 yılda geldiği gıpta edilen durumunu daha da ileriye götürme konusunda bana bitmez tükenmez bir enerji veriyor. Bu enerjiyle çalışırken, taraftarlarımızın mutlu olduğunu görmek, duyduğum manevi huzurun yegâne kaynağıdır. Bu sevgi ve tutkuyla, bir kez daha her zaman ve her koşulda son sözümün Fenerbahçe olacağını taraftarlarımıza haykırıyor, taraftarlarımızın da her zaman ve her koşulda kulüplerine ‘hep destek, tam destek’ anlayışı içinde olacağına inanıyorum.”

Türk sporunun "Zıt Kardeşleri" olarak adlandırılan Fenerbahçe ile Galatasaray'ın bir yüzyıla yaklaşan ezeli rekabeti, birçok ilginç olaya tanık oldu.
2.2.2008

99 yıllık ezeli rekabette ilk golü Galatasaraylı Emin Bülent Serdaroğlu attı. 17 Ocak 1909 tarihinde "Papazın Çayırı" olarak adlandırılan yerde yapılan ilk maçı 2-0 kazanan Galatasaray, ezeli rakibinden ilk 7 maçta gol bile yemedi. Ezeli rekabette son golü ise bu sezon ligin ilk yarısında Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda yapılan ve Fenerbahçe’nin 2-0 kazandığı maçta Deivid attı.

FENERBAHÇE 5 YIL BEKLEDİ
Fenerbahçe, Galatasaray karşısında ilk golü ve galibiyeti, ezeli rekabetteki 8. randevuda elde etti. 4 Ocak 1914 tarihinde Union Club sahasında yapılan İstanbul Ligi maçını 4-2 kazanan Fenerbahçe, böylece ezeli rakibi karşısında yaklaşık 5 yıl süren suskunluğuna da son vermiş oldu. Sarı-lacivertli takım adına Galatasaray’a tarihteki ilk golü ise Hasan Kamil Sporel attı.

EN AZ VE EN ÇOK SEYİRCİLİ MAÇLAR
Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki maçlarda en az seyirci 17 Kasım 1922’deki karşılaşmaya geldi. İttihat Sahası’nda şiddetli yağmur altında yapılan ve hakem Fethi Tahsin Başaran’ın şemsiyeyle yönetmek zorunda kaldığı maçı, tamamı biletsiz 14 kişi izledi. 21 Eylül 2003’de İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı’nda yapılan lig maçını ise 70 bin 125 seyirci izlerken, bu rakam, ezeli rakipler arasındaki bir maçı izleyen seyirci sayısındaki rekor olarak tarihe geçti.

GOLCÜLER
Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki 99 yıllık rekabette en fazla golü, Fenerbahçeli Zeki Rıza Sporel attı. Sporel, Galatasaray’a karşı oynadığı 42 maçta, toplam 27 kez rakip fileleri havalandırdı. Zeki Rıza Sporel’i, 24 golle yine bir Fenerbahçeli Alaattin Baydar izliyor. Fenerbahçeli Lefter Küçükandonyadis’in 20, Galatasaraylı Metin Oktay’ın ise ezeli rekabette 19 golü bulunuyor. Bu arada 2 takımda da forma giyen Tanju Çolak’ın da 14’ü Galatasaray, 8’i Fenerbahçe formasıyla olmak üzere ezeli rekabette toplam 22 golü var. Lig maçlarında ise Galatasaraylı Metin Oktay 9, Fenerbahçeli Aykut Kocaman da 8 golle takımlarının en golcü isimleri olarak tarihe geçti.


TURGAY ŞEREN’İN REKORU 
Galatasaray-Fenerbahçe maçlarında en çok oynama rekoru Turgay Şeren’e ait. (A) Milli Takım ve Galatasaray’ın unutulmaz kalecilerinden Şeren, sarı-kırmızılı kaleyi 55 kez Fenerbahçe’ye karşı korurken, ezeli rekabette en çok forma giyen futbolcu unvanını elinde bulunduruyor.

HASRET YILLARI
Ezeli rakipler, rekabetin bazı dönemlerinde birbirlerine karşı galibiyet alma bakımından üstünlük kurmakta zorlandı. Galatasaray üst üste 18, Fenerbahçe ise 11 maçta galip gelemedi. Sarı-kırmızılı takım, 17 Mayıs 1942’de 3-1 kazandığı maçın ardından tam 18 maç galip gelemedi ve 19. maçta 1 Aralık 1946’da sahadan 1-0 galip ayrıldı. Sarı-lacivertliler ise 20 Kasım 1949’da 2-0 kazandığı maçın ardından üst üste 11 maç galip gelemedi ve 22 Şubat 1953’de taraftarlarına Galatasaray galibiyeti armağan edebildi.

İKİ TAKIMDA DA OYNAYANLAR
Galatasaray-Fenerbahçe rekabetinde, şimdiye dek birçok oyuncu futbolculuk yaşamında 2 formayı da giyme şansını buldu. Son dönemde iki takımda da oynayan futbolcular şöyle: Raşit Çetiner, Güngör Tekin, Erdoğan Arıca, Engin Verel, Mehmet Oğuz, Erhan Önal, Arif Kocabıyık, İlyas Tüfekçi, Tanju Çolak, Semih Yuvakuran, Selçuk Yula, Hasan Vezir, Benhur Babaoğlu, Elvir Boliç, Sedat Balkanlı, Saffet Sancaklı, Ahmet Yıldırım, Sergen Yalçın, Emre Aşık, Fatih Akyel, Elvir Baliç, Haim Michael Revivo, Abdullah Ercan, Mehmet Yozgatlı, Stjepan Tomas, Servet Çetin.

BİR MAÇTA 4’ER GOL ATANLAR 
Galatasaray-Fenerbahçe maçlarında şimdiye dek 1 maçta bir futbolcu tarafından atılan en fazla gol, 4 olarak gerçekleşti. Galatasaraylı Celal İbrahim, Cemil Gürgen ve Metin Oktay ile Fenerbahçeli Zeki Rıza Sporel, rakip filelere 4’er gol atma başarısını gösterdi.
        
EN ÇOK GÖRÜLEN SONUÇ 1-0 
Ezeli rakiplerin 99 yıllık geçmişinde, geride kalan 357 maçta en çok görülen sonuç 1-0 oldu. Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki maçlarda tam 66 kez 1-0’lık sonuç ortaya çıkarken, 45 kez 2-1’lik skor alındı.

EN ÇOK MART AYINDA KARŞILAŞTILAR
Galatasaray ile Fenerbahçe, en çok mart, en az ise temmuz aylarında karşılaştı. Ezeli rakipler, mart ayında 46 kez birbirleriyle karşılaşırken, temmuz ayında ise yalnızca 9 kez maç yaptılar.

EN FARKLI SKORLU MAÇ
İki takım arasındaki 99 yıllık ezeli rekabette geride kalan 357 maçta en farklı skorlu galibiyeti, 7-0’lık sonuçla Galatasaray aldı 12 Şubat 1911’de İstanbul Ligi’nde yapılan maçı, Galatasaray 7-0 kazanmıştı.

GALATASARAY’IN ZAFERLERİ
Galatasaray’ın, Fenerbahçe karşısında 99 yıllık rekabette aldığı en farklı skorlu galibiyetlerin tablosu şöyle:

Tarih Stat Organizasyon Sonuç (GS-FB)
12.02.1911 Union Club İstanbul Ligi 7 - 0
04.05.1913 Union Club Özel 6 - 0
01.10.1914 İttihat Spor Özel 6 - 1
15.03.1942 Şeref İstanbul Kupası 5 - 0
18.12.1960 İnönü Birinci Lig 5 - 0

 FENERBAHÇE’NİN FARKLI SKORLU GALİBİYETLERİ
Fenerbahçe ise ezeli rakibi Galatasaray karşısında şimdiye dek en farklı skorlu galibiyeti, 2002-2003 sezonunun ilk yarısında Kadıköy’de yapılan maçta elde etti. 6 Kasım 2002’de yapılan lig maçını 6-0 kazanan sarı-lacivertli ekip, aynı zamanda lig maçlarında 2 takım arasındaki en farklı skorlu galibiyete imza attı.

FENERBAHÇE’NİN ZAFERLERİ 

Fenerbahçe’nin ezeli rakibi karşısında aldığı en farklı skorlu galibiyetler şöyle:

Tarih Stat Organizasyonç Sonuç (FB-GS)
06.11.2002 Fenerbahçe Birinci Lig 6 - 0
23.02.1936 Fenerbahçe İstanbul Ligi 6 - 1
12.12.1976 19 Mayıs Deprem Kupası 6 - 1
16.08.1980 İnönü TSYD Kupası 5 - 0

EN GOLLÜ MAÇLAR
Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki en gollü maçlarda, penaltılar dışında sporseverler toplam 8’er gol gördü. 5 Haziran 1983 tarihinde Ali Sami Yen Stadı’nda yapılan lig maçında, ezeli rakipler 4-4 berabere kaldı. İki takım arasında 2000-2001 sezonunda, 7 Şubat 2001’deki Türkiye Kupası yarı final karşılaşması da 4-4 berabere sonuçlandı.

CENTİLMENLİK ÖRNEĞİ
İki takım arasındaki 99 yıllık ezeli rekabette futbolcu ve yöneticilerin centilmence davranışları, bu zevkli mücadeleye renk kattı. Spor tarihçilerinin derlemelerine göre, ezeli rakiplerin birbirleriyle yapacakları bir maç öncesinde, Fenerbahçe Başkaptanı Galip Kulaksızoğlu, Galatasaraylılar’a, "Oberle kardeşler hasta, Hasan da sakatlanmış. Sizi karşımızda eksik kadroyla görmek istemiyoruz. Dilerseniz maçı erteleyelim" diye haber göndererek, maçın ertelenebileceğini iletti. Fenerbahçe’nin bu önerisini kabul eden Galatasaray, oyuncuların iyileşmesinden sonra, 20 Ekim 1914’de yaptığı erteleme maçında sarı-lacivertli rakibini 6-1 yendi.

BERABER EV KİRALADILAR
Aynı kaynaklara göre, ezeli rekabetin yeni başladığı dönemlerde Galatasaray ile Fenerbahçe sporcuları ortak kiraladıkları bir evde kalıyorlar ve beraber ava çıkıyorlardı. İki takım sporcuları geceleri bir araya gelerek sohbet ediyorlardı. Yine bir gece sohbetin koyulaştığı sırada Galatasaray’dan Ali Sami Yen, Fenerbahçeliler’i, "Said, yarın bizimle maçınız var. Git yat ve dinlen" diye uyardı.

ERTELEMEYİ ÖNERDİLER
Ezeli rakipler arasında 17 Kasım 1922’de yapılan maç öncesinde de ilginç bir durum yaşandı. Bu tarihte Kadıköy’de ezeli rakiplerin maçı vardı. Maç öncesinde günlerce yağan yağmur sahayı adeta göl haline getirmişti. Fenerbahçe Başkaptanı Galip Kulaksızoğlu, Galatasaray Kulübü’ne telefon ederek, "Saha çok kötü, maçı erteleyelim" dedi. Galatasaray Başkaptanı Necip Şahin, bunun üzerine, "Anamız bizi bugün için doğurdu. Galip Bey, gelip maçı oynayacağız" diye yanıtladı. Galatasaray, Kadıköy’e gelip maça çıktı ve Fenerbahçe karşılaşmayı 3-0 kazandı.

BİRLEŞME DURUMU VE ORTAK TAKIM KURMA DÜŞÜNCESİ
Ezeli rakiplerin kuruluşlarının ilk yıllarında birleşme durumlarının bile ortaya çıktığı, hatta iki kulüp başkanının ortak takım kurma konusunda anlaştıkları iddia edildi. Galatasaray Kulübü’nün resmi yayın organı Galatasaray Dergisi’nin Şubat 2003 sayısında, Adnan Işık’ın belgelere dayandırarak verdiği haberde, 1912 yılında Galatasaray Kulübü Başkanı Ali Sami Yen ile Fenerbahçe Kulübü Başkanı Hulusi Bey’in ortak imzayla kayıt altına aldıkları belgenin, birleşmeseler dahi, 2 kulübün yabancılara karşı "ortak bir takım" kurma konusunda anlaştıklarını, hatta tüzüğü bile hazırladıklarını gösterdiği kaydedildi.

CANAYDIN’DAN CENTİLMENLİK DERSİ
Son yıllarda ezeli rekabetteki maçların genelinde olaylar yaşanırken, Galatasaray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın, rekabete centilmence yaklaşımıyla alkış aldı. Sarı-kırmızılı ekibin 6 Kasım 2002’de, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda ezeli rakibine 6-0’lık yenilgiyle tarihi hezimete uğradığı maçta, başkanlık sıfatıyla ilk Fenerbahçe derbisini izleyen Galatasaray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın’ın, rakibinin attığı golleri alkışlayarak Fenerbahçeli yöneticileri kutlaması, maça damgasını vurdu. Canaydın’ın bu centilmenlik gösterisi kendi camiasından bazı tepkiler alsa da Dünya Fair Play Konseyi (CIFP) tarafından 2002 Dünya Fair Play Ödülü’ne layık görüldü. Özhan Canaydın ayrıca, bu davranışı nedeniyle, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) tarafından düzenlenen "Fair-Play Sportif Davranış Ödülü"nü aldı.

KAYNAK: FANATIK
 

İdari menajerimiz Volkan Ballı, 3 Şubat Pazar günü Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda Galatasaray ile oynayacağımız Fortis Türkiye Kupası Çeyrek Final ilk maçında, taraftarlarımıza yine büyük iş düştüğünü belirterek, "Bizler takım olarak teknik, taktik ve mental olarak bu maça hazırız. Taraftarlarımızı da görev başına çağırıyoruz. Bu maçta ıslık ve uğultu hiç kesilmesin" dedi.

Resmi internet sitemize Galatasaray maçıyla ilgili açıklamalar yapan İdari Menajerimiz Volkan Ballı, "Ligde zor deplasmanları geride bıraktıktan sonra kupada da  karşımıza Galatasaray çıktı. Bizim kupada da hedefimiz belli, tabii ki şampiyonluk. Bunun için Galatasaray'ı elemeli, bunu için de kendi sahamızdaki ilk maçta farklı bir skorla sahadan ayrılmalıyız" dedi. Maçın önemini bilerek hazırlandıklarını söyleyen Volkan Ballı, "Bizler takım olarak teknik, taktik ve mental olarak bu maça hazırız. Taraftarlarımızı da görev başına çağırıyoruz. Biz oyuncular taraftarlarımızdan, artık Saracoğlu'ndaki tüm büyük ve önemli maçlarda yarattıkları o muhteşem havayı, Galatasaray maçında bir kez daha  yaratmalarını istiyoruz. Çünkü o ambians bize ekstra bir güç katıyor. İç sahada hangi maç olursa olsun, o havayı yakalayamayınca motivasyonumuz bir miktar kayboluyor. Bu maçta tribünleri tamamen dolduracağına inandığımız taraftarlarımız, yine o çok bilinen müthiş etkilerini rakip üzerinde iyice hissettirsin. Geçtiğimiz lig maçında tüm Türkiye'ye örnek olduğu gibi, rakibe karşı en ufak bir kural dışı harekette bulunmadan, Galatasaray'ı etki altına alsınlar. Tüm maç boyunca, oyun içinde top rakibe geçtiğinde ıslık ve uğultuyla onları rahatsız etsinler. Islık ve uğultu hiç kesilmesin. Tribünlerde oturup bir maçı izleyen ve marşlar söyleyen bir taraftar gibi değil de, saha içindeki bir oyuncu gibi maçı bizimle birlikte oynayıp, stattaki o 50 bin kişinin gücünü rakibe ve bize hissettirsinler. Biz bilelim ki bizim takım 11 artı 50 bin kişiliktir. Futbolcular için Galatasaray maçlarına konsantre olmak çok kolaydır. Sanırım Fenerbahçe seyircisi içinde bu böyledir. Bu maça gelsinler ve sonunda büyük  keyif duyacağımız bir sonuç için tüm güçlerini göstersinler" diye konuştu.


Görücüye çıkacaklar
Brezilya'nın hocası Dunga, yarınki derbide takımımızdaki oyuncuları ile ilgili gözlem yapacak

Kadıköy'deki en büyük kozu taraftarı olan Fenerbahçemiz'in, yarınki Galatasaray derbisinde çok önemli bir seyircisi daha olacak. Bu seyirci önemli; çünkü takımdaki Brezilyalı futbolcularımızın ekstra motive olmasını sağlayacak ve 13. adam olarak F.Bahçemiz'e katkı yapacak. Sabah Gazetesi'nin 2 Şubat tarihli haberine göre, Brezilya Milli Takımı'nın teknik direktörü Dunga, F.Bahçe-G.Saray derbisinde tribündeki yerini alacak ve sarı-lacivertli takımdaki Brezilyalılar'ı takip edecek. Dunga'nın izleyeceği maçta, milli formayı giyme olanağı bulunan Fenerbahçe'nin maestrosu Alex de Souza, Deivid, Edu ile 2010 Dünya Kupası'nda Brezilya kadrosunda yer almak istediğini açıklayan Roberto Carlos'un her zamankinden iyi mücadele etmesi bekleniyor.

 

ÜÇ SAMBACI COŞACAK

Bu isimlerin; özellikle de Alex'in motive olması ise F.Bahçemiz cephesinde bir derbi galibiyetinin çok yakın olduğunun habercisi olarak yorumlanıyor. Ayrıca Türk vatandaşlığına geçen ve ay-yıldızlı formayı giyen Aurelio'nun ise Dunga'ya neler kaçırdığını göstermek için ektstra çaba göstermesi de kuvvetle muhtemel. Hatta Aurelio gibi ülkemizin vatandaşlığını seçen Vederson'un da çok iyi bir gününde olması halinde kendisine Brezilya Milli Takımı'nın kapılarını açma ihtimali var. Şimdi herkes Dunga motivasyonunun derbinin sonucuna yapacağı etkiyi merak ediyor.

 


Fenerbahçeli futbolcu Mateja Kezman, sezonun ilk yarısında önemli bir ameliyat geçirdiğini, ancak toparlanma sürecini yavaş yavaş atlattığını dile getirerek, ''Bu senenin en iyi transferi benim'' dedi.
FB TV'ye açıklamalarda bulunan Sırp oyuncu, bir ameliyat geçirdiğini ve bunun sanılanın aksine pek de kolay olmadığını vurgulayarak, ''Yavaş yavaş geri dönerken, eski sağlığıma da kavuşuyorum ve kendimi iyi hissediyorum. İstediklerimi yapabilirsem bu sene Fenerbahçe'nin en iyi transferi ben olacağım'' şeklinde konuştu.

Antalya kampını da değerlendiren Kezman, her şeyin çok güzel başladığını anlatarak, Antalya'daki hava koşullarının çok güzel olduğunu ve kendileri için bu kampın iyi olacağına inandığını dile getirdi.

Kezman, lige verilen aranın kısa olmasının kendileri için bir açıdan da iyi olduğunu kaydederek, ''Bu sene lig başladıktan hemen sonra Şampiyonlar Ligi maçları olacak. 4-5 günde çok bir güç kaybı olmuyor, aranın kısa olması bir bakımdan iyi, oyuncu az dinlenmiş olsa bile biz zihinsel olarak hazırız. Moral olarak üst seviyedeyiz, ligde iyi durumdayız, Avrupa'da ise tur atladık, dolayısıyla ben bu sürenin bizim için yeterli olacağını düşünüyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.

Fenerbahçe tarihinin son 10 yılına damgasını vuran Başkan Aziz Yıldırım, dönemi süresince  hem Fenerbahçe, hem de Türk sporu açısından  milat sayılabilecek sportif başarılara ve  projelere imza attı. Başkan Aziz Yıldırım Fenerbahçe tarihinin en fazla şampiyonluk gören başkanı unvanına sahip olurken, sarı-lacivertli kulüp, sadece futbol değil, tüm branşlarda şampiyonluklara ve madalyalara adeta ambargo koydu.
1997-98 sezonunda Fenerbahçe Spor  Kulübü başkanlığına gelen Aziz Yıldırım, ilk dönemini futbolda ikinci olarak tamamladı. Başkan Aziz Yıldırmın  döneminde futbolda ilk şampiyonluğunu 2000-01 sezonunda yaşayan Fenerbahçe 2003-2004 , 2004-2005 ve son olarakda 100.yılında  sezonu şampiyon olarak  tamamladı. Fenerbahçe, Avrupa'da devler liginde son 16'ya kalarak 2004 Avrupa Futbol şampiyonası ve 2006 Dünya Kupası'nda yer alamayan Türkiye'nin Avrupa'daki temsilcisi oldu.
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı Başkan Aziz Yıldırım ve yönetim kurulu döneminde UEFA'nın elit statları kategorisine dahil oluyor, UEFA Kupası finali de bu gelişimin taçlandırılması oluyordu. Ortega, Hoojdonk,  Anelka , Appiah , Kezman ve Roberto Carlos başta olmak üzere bir çok dünya  yıldızı Başkan Yıldırım döneminde sarı lacivertli formayı giyiyor, Şükrü Saracoğlu Stadı'nın çimlerine ayak basıyordu ..
Fenerbahçe, Başkan Aziz Yıldırım döneminde basketbolda da önemli başarılara imza atıyordu. Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı; 1998-99, 2001-02, 2003-2004, 2005-06 ve 2006-07 sezonlarında toplam 5 lig şampiyonluğu yaşadı, 7 Türkiye ve 6 Cumhurbaşkanlığı kupasını Fenerbahçe Müzesi'ne kazandırdı. Fenerbahçeli bayanlar 2003-04 sezonunda ise FIBA Avrupa Kupası'nda  2. oldu.
Fenerbahçe Ülker Erkek Basketbol Takımı da yine Aziz Yıldırım döneminde16 yıl aranın ardından  2006-2007 sezonunda, Fenerbahçe'nin 100.yılında  Beko Basketbol Ligi'nde şampiyonluğa ulaşıyordu. Fenerbahçe Ülker aynı sezon içinde Efes Pilsen'le oynadığı Cumhurbaşkanlığı Kupasını da kazanarak sezonu çifte kupayla kapattı. Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı 2004-05 sezonunda  tarihinde ilk kez Avrupa Liginde Final Four'a yükselme başarısını sergilerken, 2006-2007 sezonunda da  Avrupa'nın en büyük basketbol organizasyonu olan Euroleugue'de boy gösterdi.
Başkan Aziz Yıldırım, yönetim kurullarıyla birlikte amatör branşlardan voleybola da el uzattı. Yıllardır ihmal edilen bu branşta Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı,  2003-2004 sezonunu ikinci sırada tamamladı ve tarihinde ilk kez katıldığı  Top Teams Kupası'nda da çeyrek finale kadar yükseldi. Fenerbahçe Erkek Voleybol Takım 2005-06 sezonunu  ikinci,  2006-07 sezonu da 3. sırada tamamladı.
Bayan Voleybol Takımı ise Aziz Yıldırım döneminde 2003-04 sezonunu 2. ligde grubunu şampiyon tamamlayarak Birinci Lig'e yükseldi. Sarı lacivertli bayanlar 2006-07 sezonunda ligi Eczacıbaşı'nın ardından 2. sırada tamamlayarak tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonlar Liginde mücadele etme hakkını elde etti.
Başkan Aziz Yıldırım ve yönetim kurulları, boksta sarı-lacivertli kulübün şahlandığı döneme imza attı. Fenerbahçe 1998 de Türkiye Kulüpler Arası Boks Şampiyonluğunu kazandı. 1999 yılında Ukraynanın Liıov kentinde yapılan Avrupa Kulüpler Kupasında da  ev sahibi Ukrayna'nın ardından Avurpa Kulüpler ikincisi oldu. 2001 yılında ise Agasi Agagüloğlu Dünya Boks Şampiyonasında ikinci olurken, 48 kiloda Atagün Yalçınkaya Atina Olimpiyatlarında gümüş madalya kazanarak, olimpiyat oyunlarında ilk madalya kazanan Fenerbahçeli sporcu olarak tarihe geçti. 2007 yılında Amerika'nın Chicago kentinde düzenlenen 2007 AIBA Dünya Boks Şampiyonası'ndan Fenerbahçeli boksörler Yakup kılıç ve Adem Kılıçcı  bronz madalya ile,  Danimarkanın Vejle kentinde düzenlenen Avrupa Bayanlar Boks Şampiyonasında da Sümeyra Kaya  altın madalya ile yurda döndü.
Atletizmde büyük erkeklerde 1998-2005 tarihleri arasında 8 kez düzenlenen Türkiye Kulüpler Arası Atletizm Liginde Fenerbahçe 6 şampiyonluk iki de ikincilik kazandı. 2004 Atina Olimpiyatlarında dönemin Fenerbahçe sporcusu olan Eşref Apak çekiç atmada 3. olarak bronz madalya kazandı. Fenerbahçe, bayanlar atletizmde de 1999 ve 2000 yılında üst üste iki yıl Türkiye Atletizm Ligi şampiyonluğuna imza attı.
 
Fenerbahçe, Başkan Aziz Yıldırım'la birlikte, yüzme branşında da yine ilkleri yaşadı. 10'u aşkın Türkiye şampiyonluğu kazanan Fenerbahçeli yüzücüler, tarihinin ilk şampiyonluklarını kulübe kazandırırken, erkek ve bayanlarda çok sayıda rekorun sahibi oldular. Luksemburg'da  her yıl düzenlenen Ciuj Meet Uluslar Arası yüzme yarışlarında Fenerbahçe 2004-2005  yılı takım şampiyonluklarını kazandı..
 
Kürek dalının yıllardır lokomotifi durumunda olan Fenerbahçe bu üstünlüğünü Başkan Aziz Yıldırım döneminde de sürdürüyor. Sarı lacivertli kürekçiler resmi ve özel  bir çok ulusal yarışmadan birinciliklerle ayrıldı. Fenerbahçe büyük erkeklerde 19998- 2007 tarihleri arasında yapılan şampiyonaların 8'ini kazanarak tarihi bir başarıya imza attı. Akdeniz Kupası, Deniz Harp Okulu  Kupası başta olmak üzere yine bir çok yarıştan Fenerbahçeli kürekçiler alınlarının akıyla ayrıldı.
Uzun yıllardır ihmal edilen masa tenisi şubesi de Aziz Yıldırım döneminde aldığı sonuçlarla adeta şaha kalktı.  Fenerbahçe özellikle bayanlarda büyük atılım gerçekleştirerek tarihindeki ilk süper lig şampiyonluğunu bu dönemde elde etti ve ilk kez Avrupa arenasında boy gösterdi. Fenerbahçe erkek masa tenisi takımı 1998-99 sezonu 1. lig şampiyonu olarak süper lige yükselirken, bu sezonu Türkiye şampiyonasında üçüncü sırada tamamladı. 2006-2007 sezonunda ise Fenerbahçe Masa tenisi takımı bayanlarda ikinci, erkeklerde şampiyon oldu . Her yıl yapılan İstanbul Şampiyonasında ve teşvik turnuvalarında da sarı lacivertli tenisçiler tüm kategorilerde takım ve ferdi şampiyonlukların adresi oldu.
 
Yelkende; yıllardır Türkiye içi yarışmalarda şampiyonluklara ve madalyalara ambargo koyan Fenerbahçeli yelkenciler, Başkan Aziz Yıldırım ve yönetimleri döneminde de bu başarısını devam ettirdi. Yelken şubesi bir çok uluslar arası resmi ve özel organizasyonlardan  şampiyonluklar ve madalyalarla döndü.
 
Fenerbahçe Spor Kulübü, Aziz Yıldırım'ın başkanlığı döneminde ismini altın harflerle tüm branşlara kazıdı. Branşlarda milli takımlara en çok sporcu veren kulüp olan Fenerbahçe, milli sporcularının kazandığı uluslararası başarılarla da Türkiye'nin gururunu kabartmaya devam ediyor.
 

 
Servislerimiz  
   
Senenin Sözü  
  Papaz öldü,Hiristiyan oldular
Yazar öldü,Ermeni oldular
40.000 Yigidimiz Sehit oldu
Hangileri Türk oldular?

 
Spor Haberleri  
   
Gazeteler  
  er="0" width="300" height="400">  
MP3  
 
[Sitene Ekle]


 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol